Adalet Sen’sin

Adalet Bakanlığı İdari ve Mali İşler Dairesi Başkanlığı’nca 2013 yılı kamp duyurusu yayınlandı !

Yayınlanan kamp duyurusunda Adalet Teşkilatını Güçlendirme Vakfına ait Antalya Eğitim Dinlenme Tesisleri’nden “Adli ve İdari yargıda görevli veya emekli hakim ve cumhuriyet savcılarının eş ve çocukları, hatta anne ve babaları ve hatta kayınpeder ve kayınvalideleri”nin mensup yakını sıfatıyla mensup gibi değerlendirileceği, şayet zat-ı muhteremlerden yer kalır ise “imkanlar ölçüsünde” adalet personelinin de bu kamplardan faydalanabileceği 29.04.2013 tarihli yazıları ile bildirilmiştir.

Adalet Bakanımız Sadullah Ergin”in Adalet Büro Sen genel başkanı Ömer Ali Kalemoğulları’nın 05.01.2013 tarihinde Kahramanmaraş Adliyesi ziyaretinde söylemiş olduğu “Adalet Bakanlığı Hakim ve Savcılar dışında kimseye sahip çıkmıyor” sözlerine karşılık Fatih Altay’lının sunduğu Teke Tek programında “ burası adalet bakanlığı, hakim ve savcıların bakanlığı değildir, BİZ BU ALGIYI DEĞİŞTİRMEYE ÇALIŞIYORUZ” şeklinde cevap vermiş idi.

Lakin bu cevabın, siyasi bir söylemden öteye gidemediği bakanlığın her türlü faaliyetlerinden açıkça görülmektedir.

Bu kampların yani dinlenme tesislerinin mülkiyeti Adalet Teşkilatını Güçlendirme Vakfı’na aittir. Bu vakıf adalet hizmetlerinin daha kaliteli bir şekilde verilebilmesi için 1981 yılında kurulmuştur. Kuruluşundan bu yana hakim ve savcı evleri, dinlenme tesisleri  yapmak gibi, adalet hizmetlerinin kaliteli bir şekilde uygulanmasından ziyade, daha çok inşaat firması gibi faaliyetlerde bulunmuştur.  Vakfın gelir etme yöntemleri arasında herkesin de bildiği üzere, vakıfların bakanlık vasıtasıyla göndermiş olduğu keşif araçları da bulunmaktadır. Adalet Bakanlığı, kamu hizmeti üzerinden gelir elde eden vakıfların ayrıcalıklarını ortadan kaldıran yasaya aykırı bir hareketle taksicilik hizmeti görmek suretiyle Adalet Teşkilatını Güçlendirme Vakfı Başkanlığı'nın minibüslerine taksimetre taktırarak vakfa para akışını sağlamıştır.  Gerek icralarda, gerekse mahkeme ve savcılıklarda keşfe giden memur ve avukatlara bu araçları kullanma zorunluluğu getirilmiştir.

Kamu hizmetini vatandaşa para karşılığında satmasını ve kontrol dışı servetlere sahip olmasını engellemek amacıyla 22.01.2004'te çıkarılan 5072 sayılı yasayla tüm vakıflara sınırlamalar getirilmiş idi. Bu vakıfların "o kurumun adını kullanması, yöneticilerin buralarda görev alması, kurumun vakıflardan araç gereç ve benzeri malzeme kullanması, kurumun hizmetiyle ilgili ücret, bağış, katkı payı toplaması, vakıfların bu kurumlardaki ihalelere katılması, bunlardan hizmet alması" yasaklanmıştı.

Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde, misyonu Adalet Teşkilatını güçlendirmeye yönelik olan bu vakfın, imtiyazlı bireyler dışında, tüm yargı çalışanlarını kapsayacak şekilde faaliyet göstermesi, aksi takdirde misyonunu yerine getiremediğinden bahisle faaliyetlerine son vermesi aklın ve mantığın bir gereği olacaktır. Bizler bu yaz kamplarına 6.000-7.000.TL arası maaş alan hakim ve savcılardan ziyade 1.700-2.000.TL arası maaş alan personelin daha çok ihtiyacı olduğu kanaatindeyiz.

Umarız bir gün Adalet Bakanı yukarıda telafuz ettiği sözün arkasında durmak suretiyle, bakanlığın idari yapısında gerekli tadilatları yapmak suretiyle yargı çalışanını da bu yapıya dahil eder. Yargı çalışanı sadece hakim ve savcılardan ibaret değildir.

Biz tekrar hatırlatalım. Bakanlık hiçbir suretle personele sahip çıkmıyor…

                                ADALET BÜRO SEN