Adalet Bakanı Bekir Bozdağ tarafından hakim ve savcılara 1.155.TL zam yapılarak ayrıca sicil affı getirileceğine dair basın açıklaması yapılmış olup, personelin özlük haklarının düzeltilmesi hususunda sessiz kalınmıştır. Yapılan basın açıklaması sonrası Adalet Bakanlığı'nın bir kez daha hakim ve savcı bakanlığından ibaret olduğu ve personelin sorunlarına eğilmekten çok uzak kaldığı görülmüştür. Ayrıca HSYK seçimlerinden hemen önce yapılan bu açıklama düşündürücü bir hâl almıştır.
Bu nedenlerle sendikamızca alınan karar uyarınca ;
1-12.09.2014 (Cuma) günü saat 08.00-12.00 arası iş yavaşlatma, 13.00-17.00 arası iş bırakma eylemi,
2-12.09.2014 (Cuma) günü Anayasa Mahkemesi'ne müracaatla Adalet Bakanlığı'nın isminin "Hakim-Savcı-Sanık ve Torba Yasa Bakanlığı" olarak değiştirilmesi, olmadığı takdirde Adalet Bakanlığı Personeli kadrosunun "başka bir bakanlığa nakledilmesi" hususunda "sembolik" dava açılarak basın açıklaması yapılmasına,
3-13.09.2014 (Cumartesi) günü saat 14.oo'de Adalet Bakanlığı'na siyah çelenk bırakılmak suretiyle akabinde eylem ve basın açıklaması yapılmasına,
Karar verilmiştir.
Üyelerimizin Cuma günü yapılacak iş bırakma eylemine iştiraklerini ayrıca "duyarlı olan" tüm meslektaşlarımızın 13 Eylül 2014 (Cumartesi) günü saat 14.00'de Adalet Bakanlığı önünde yapılacak basın açıklaması ve eyleme katılmalarını önemle rica ediyoruz.
Unutmayınız, sendikanızca alınan karar doğrultusunda eyleme katılan hiçbir memura ILO sözleşmesi, uluslararası, yerel ve yüksek mahkeme kararları uyarınca CEZA VERİLEMEZ. Sesinizi duyurmak için eyleme mutlaka katılınız.
MEMURA SENDİKASININ ALDIĞI KARARDAN ÖTÜRÜ İŞ BIRAKMA EYLEMİNE KATILMASI HALİNDE CEZA VERİLEMEYECEĞİNE DAİR MAHKEME KARARI ÖRNEKLERİ
1-Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 21.04.2009 tarih ve 68959/01 başvuru sayılı kararıBaşvuru No: 68959/01 / Strazburg, TARİH: 21 Nisan 2009
Konu : 01 Eylül 200 tarihinde İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerin Korunmasına ilişkin
Sözleşmenin 34. Maddesi uyarınca yapılan başvuru.
Sonuç: AİHM Oy birliği ile
1-AİHM'nin 11. maddesinin ihlal edildiğine,
2-a-AİHM'nin 44/2 maddesi gereğince kararın kesinleştiği tarihten itibaren üç ay içerisinde miktara yansıtılabilecek her türlü vergiden muaf tutularak savunması Devlet tarafından başvurana yargılama, masraf ve giderleri için 1.500 Euro ödenmesine,
b-Söz konusu sürenin bittiği tarihten itibaren ödemenin yapılmasına kadar Hükümet tarafından, Avrupa Merkez Bankası'nın o dönem için geçerli olan faiz oranının üç puan fazlasına eşit oranda basit faiz uygulanmasına,
3-Adil tatmine ilişkin diğer tüm taleplerin reddine.?
2-Danıştay 12. Dairesinin 2005/313 Karar ve 2004/4643 Esas sayılı kararı
Olayda, davacının üyesi bulunduğu sendikanın yetkili kurullarınca alınan, üretimden gelen güçlerini kullanma çağırışına uyarak 11.12.2003 tarihinde göreve gelmediği anlaşılmış olup, davacının sendikal faaliyet kapsamında göreve gelmemesi fiilinin mazeret olarak kabulünün gerektiği dolayısıyla 657 sayılı. Yasanın 125/C-b maddesi anlamında özürsüz olarak göreve gelmemek fiilinin sübuta ermediği görülmüştür.
Bu durumda, disiplin suçu teşkil etmeyen eylem nedeniyle davacı hakkında tesis olunan işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddi yolunda verilen İdare Mahkemesi kararında hukukî isabet görülmemiştir.
3-Mersin İdare Mahkemesinin 2003/813 Karar ve 2002/1295 Esas sayılı kararıBakılan davada; davacının, üyesi olduğu sendikanın yetkili kurullarınca alınan karara uyarak kamu görevlilerinin içinde bulunduğu mali sıkıntıların kısmen düzeltilmesi ve kamuoyunca bilinen bu sıkıntıların yine kamuoyuna anlatılarak desteğinin sağlanması amacıyla 1.I2. 2000 tarihinde yurt çapında gerçekleştirilen bir gün süreyle göreve gelmeme eylemine katıldığı anlaşılmakta olup, davacının sendikal faaliyet niteliğindeki söz konusu fiilin 657 sayılı Anayasanın 125/C-b maddesinde öngörülen izinsiz ve mazeretsiz olarak göreve gelmemek fiili kapsamında değerlendirilmesine olanak bulunmamaktadır.
Bu durumda; davacının üzerine atılı olan özürsüz olarak bir gün göreve gelmeme fiilinin sübuta ermediği anlaşıldığından, söz konusu filinden dolayı 1/30 oranında aylık kesimi cezasıyla tecziyesi yolundaki işlemde hukuka uyarlık görülmemiştir.
4-Danıştay 11. Dairesinin 2005/861 Karar ve 2002/871 Esas sayılı kararıDosyanın incelenmesinden, davalı idare bünyesinde sözleşmeli personel olarak görev yapan davacının 20.4.1995 tarihinde yapılan bir günlük iş bırakma eylemine katılması nedeniyle yaptırılan soruşturma sonucunda; 1. Bölge Disiplin Kurulunun 29.11.1995 tarih ve 1995/186 sayılı kararıyla eylemine uyan Personel Yönetmeliğinin 100/5. maddesi uyarınca tecziyesine ancak eylemin Türkiye genelinde ve eyleme katılımın fazla olması, temel amacın memurlara sendikal hakların verilmesi, ücretlerin yükseltilmesi ve özlük haklarının iyileştirilmesi gibi sosyal içerikli talepleri ihtiva etmesi hususları dikkate alınarak Aynı Yönetmeliğin 105. maddesi delaletiyle 99. maddesi uyarınca kınama cezası ile tecyizesine karar verildiği ve 1. Bölge Başmüdürünün onayıyla davacıya ayrıca bir günlük sözleşme ücreti kesintisi uygulandığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda gerek 399 sayılı KHK de gerekse TCDD Personel Yönetmeliği ve idare ile davacı arasında imzalanan sözleşmede 1 veya 2 gün özürsüz işe gelmeme halinde disiplin cezası olarak uygulanan aylıktan kesme cezası dışında, sözleşme ücretinden kesinti yapılabileceği yolunda herhangi bir düzenleme bulunmadığından, 1. Bölge Başmüdürünün onayıyla davacının sözleşme ücretinden bir günlük kesinti yapılmasına ilişkin işlemde ve bu işleme karşı açılan davayı reddeden mahkeme kararında hukuka uyarlık görülmemiştir.
5-Danıştay 12. Dairesinin 2008/225 Karar ve 2005/5767 Esas sayılı kararıOlayda, davacının üyesi bulunduğu sendikanın yetkili kurullarınca alınan, üretimden gelen güçlerini kullanma çağırışına uyarak 11.12.2003 tarihinde göreve gelmediği anlaşılmış olup, davacının sendikal faaliyet kapsamında göreve gelmemesi fiilinin mazeret olarak kabulünün gerektiği, dolayısıyla 657 sayılı Yasanın 125/C-b maddesi anlamında özürsüz olarak göreve gelmemek fiilinin sübuta ermediği görülmüştür.
Bu durumda, disiplin suçu teşkil etmeyen eylem nedeniyle davacı hakkında tesis olunan işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddi yolunda verilen İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.?
6-Ankara 9. İdare Mahkemesinin 2004/1738 Karar ve 2004/1013 Esas sayılı kararıOlayda, davacının üyesi bulunduğu sendikanın yetkili kurullarınca alınan karara uyarak, sağlık hakkı, sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin iş güvencesi ve özlük haklarıyla ilgili, Sağlık Bakanlığı Bütçesi Genel Kurulda görüşülmeden önce hükümeti uyarmak amacıyla 05.11.2003 tarihinde iş bırakma ve yavaşlatma eylemini gerçekleştirdiği anlaşılmış olup, davacının sendikal faaliyet kapsamında gerçekleştirdiği eylemin mazeret olarak kabulünün gerektiği, dolayısıyla 657 sayılı Yasanın 125/C-a maddesinde öngörülen fiilin sübuta ermediği anlaşılmakla davacı hakkında tesis edilen işlemde hukuka uygunluk görülmemiştir.
7-Danıştay 12. Dairesinin 2005/3529 Karar ve 2005/4499 Esas sayılı kararı
Ankara 9. İdare Mahkemesinin 2004/1738 Karar ve 2004/1013 Esas sayılı kararının onanması kararı.
8-Danıştay 12. Dairesinin 2004/4148 Karar ve 2004/4209 Esas sayılı kararı
Olayda; davacının, üyesi bulunduğu sendikanın yetkili kurullarınca alınan karara uyarak kamu görevlilerinin içinde bulunduğu mali sıkıntıların kısmen düzeltilmesi ve kamuoyunca bilinen bu sıkıntıları yine kamuoyuna anlatarak desteğinin sağlanması amacıyla 11.12.2003 tarihinde 1 gün göreve gelmemek eylemini gerçekleştirdiği anlaşılmıştır. Bu durumda, sendikal faaliyet kapsamında bir gün göreve gelmemek fiilinin mazeret olarak kabulü gerektiğinden, 657 sayılı kanunun 125/C-b maddesinde öngörülen "özürsüz olarak bir gün göreve gelmemek" fiilinin sübuta ermediği sonuç ve kanaatine varıldığından, disiplin suçu teşkil etmeyen eylem nedeniyle davacı hakkında tesis edilen işlemde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
9-Kayseri 1. Asliye Mahkemesinin 2006/234 Karar ve 2001/340 Esas Sayılı Kararı
Konu: 01 Aralık 2000 günü 1 günlük iş bırakma
Hüküm: Sanıkların üzerine atılı 765 Sayılı T.C.K'nın 236/1?2 maddesinde tarif edilen suçun oluşmadığından C.M.K'nın 223/(2) - a maddesi uyarınca beratına?
10-İnsan Hakları Mahkemesi Kararları Satılmış ve Diğerleri/Türkiye Davası
?Başvuru No:74611/01, 26876/02 ve 27628/02
Strazburg 17 Temmuz 2007
6 Mart 1998 tarihinde, o gün 7:00-15:00 saatleri arası ile 15:00-23:00 saatleri arası çalışan başvuranlardan iki grup, çalışma koşullarını protesto etmek amacıyla iş yavaşlatma eylemi çerçevesinde üç saat süreyle görev yerlerini terk etmişlerdir. Bu eylem sırasında araçlar gişelerden para ödemeden geçmiştir.
AİHM;1. Başvuruların birleştirilmesine;
2.AİHS'nin 11. maddesine ilişkin olarak dile getirilen şikâyetle ilgili olarak başvuruların kabul edilebilir ve geri kalan kısmının kabul edilemez olduğuna;
3. AİHS'nin 11. maddesinin ihlal edildiğine;
4. a) AİHS'nin 44 § 2. maddesi gereğince kararın kesinleştiği tarihten itibaren üç ay içerisinde, ödeme tarihindeki döviz kuru üzerinden Y.T.L.'ye çevrilmek üzere Savunmacı Hükümet tarafından başvuranlara: karada belirtilen miktarlar kadar ödenmesine,
ii. manevi tazminat için başvuranların her birine 300 Euro (üç yüz euro);
iii. masraf ve harcamalar için başvuranlara toplu olarak 5.000 Euro (beş bin euro) ödenmesine;
b) Söz konusu sürenin bittiği tarihten itibaren ödemenin yapılmasına kadar, Avrupa Merkez Bankası'nın o dönem için geçerli olan faiz oranının üç puan fazlasına eşit oranda basit faizin uygulanmasına;
5. Adil tazmine ilişkin olarak dile getirilen taleplerin reddedilmesine;
Karar vermiştir.
11-Danıştay 8. Dairesinin 1998/4242 Karar ve 1997/4334 Esas sayılı kararı
?Tarih: 10.12 19998, Konu: Memurun bir gün işe gelmemesi ( Sendikaların karar doğrultusunda etkinlik göstermesi)
Manisa İdare Mahkemesi 21.05.1997 gün ve 298 Sayılı Kararın iptali.
Sonuç: Temyiz isteminin reddi ile anılan kararın onanmasına ve yargılama giderlerinin temyiz isteminde bulunanın üzerinde bırakılmasına oy birliği ile karar verildi.
12-Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2001/3157 Karar ve 2000/12071 Esas sayılı kararı
Tarih: 02.04.2001, Konu: Gişe Memuru olan davalıların görev yerlerini terk etmeleri nedeniyle kurumun zarara Uğraması
Sonuç: Sendika Özgürlüğüne ve Örgütlenme Hakkının Korunmasına İlişkin 87 Sayılı Sözleşme" ile " Kamu Hizmetinde Örgütlenme Hakkının Korunmasına ve İstihdam Koşullarının belirlenmesi Yöntemlerine ilişkin 151 Sayılı Sözleşme'lerin varlığıda tartışmasızdır Bu sözleşmeler kabul edilmiş olmakla, Anayasa'nın 90. maddesi uyarınca artık iç hukuktaki bir hüküm gibi uygulanması gerektiği kabul edilmektedir.