Adalet Sen’sin

Bakan Çelik : "Fazla çalışma varsa ücreti de olacak"

Kamu çalışanı tarafından beklenen haber en sonunda geldi.  Kamu Personel Danışma Kurulu, fazla mesainin ödenmesine ilişkin karar aldı. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik kurul toplantısı sonunda yaptığı açıklamada,  "Fazla çalışma varsa ücreti de olacak. Fazla mesaiye kalanlara emeklerinin karşılığı ödenecek" dedi.

Ayrıca bakan Çelik yapmış olduğu açıklamada, fazla mesai ücretlerinin ödenmesiyle ilgili en çok bir sendikanın mücadele ettiğini, bu hususta söz konusu sendikanın detaylı çalışma yaparak aksaklıkları bildirmesinin gerektiğini belirtti.

Bu açıklamalar doğrultusunda kamu çalışanlarının aklına bazı sorular gelmektedir. Bunlardan birincisi, “fazla çalışma varsa ücreti de olacak” sözü göz önünde bulundurulduğunda, kamu çalışanının 2013 yılında yapmış olduğu fazla çalışmalarının karşılığının ne olacağı, buna ilişkin geriye dönük bir ödeme yapılıp yapılmayacağıdır. Şayet fazla mesaiye kalanlara emeklerinin karşılığının ödenmesi gerektiği kanaat ve görüşü kamu kudretinde hasıl olmuş ise, bu hakkaniyet düşüncesi doğrultusunda kamu çalışanlarının 2013 yılına yönelik yapmış oldukları fazla mesailerin ödenmesi de aklın ve mantığın bir gereği olacaktır. Aksi takdirde 1 yıl boyunca yapılmayan fazla mesai ödemelerinin, kamu çalışanlarının elinden gasp edilen bir miktar olarak kabul edilmesi gerekmektedir.

Adalet Büro Sen yönetimi, yaklaşık 9 ay önce bu hususların gerçekleşeceğini öngörerek 2013 yılı Mart ayında yargı çalışanına fazla mesailerin ödenmesi hususunda dava açmıştır. Emsal teşkil edecek olan davamız halen devam etmekte olup, dava sonucuna göre geriye dönük fazla mesai ücretleri de ayrıca talep edilecektir.

Akıllara gelen sorulardan ikincisi ise, sayın bakanın yaptığı açıklama doğrultusunda fazla mesailerin ödenmesine ilişkin sadece bir sendikanın mücadele ettiğini beyan etmiş olmakla, bu açıklamaya göre tabiri caiz ise diğer sendikaların eylemsizlik kararı vermişçesine herhangi bir mücadelelerinin ya da taleplerinin olmadığı düşüncesi ortaya çıkmaktadır. Nasıl ki bütün sendikaların siyasetten uzak tarafsız bir kimliğinin olması gerekiyor ise, hükümetin de aynı şekilde tüm sendikalara karşı tarafsız bir tutuma sahip olması gerekmektedir.

Görülen şudur ki, memurlara karşı danışıklı dövüşe dayalı bir orta oyunu sergilenmektedir.  Mevcut iktidar döneminde sayısını yaklaşık 20’ye katlayarak büyük çoğunluğu elinde bulunduran malum memur sendikası, üye olmak üzere defalarca başvurduğu Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu (ITUC) ile Uluslararası Hür Sendikalar Konfederasyonu (ICFTU)’na, taraflı olduğu ve danışıklı dövüş yaptığı gerekçesiyle üyelikleri kabul edilmemiştir. Hükümetin bu sendikayı pazarlama girişimindeki düşüncesinin, toplu sözleşmelerde kendilerine karşı yapılan biatlarına karşı bir jest olduğu kamu çalışanlarının zihinlerinde çoktan yer almıştır.